Amniosentez

   En sık yapılan invazif prenatal tanı işlemidir. Gebeliğin 15-20. haftasında yapılır. Amniosentez 15. gebelik haftasından önce yapılırsa(erken amniosentez) fetal kayıp riski artar. Bu nedenle erken   amniosentez önerilmez.

   İşlem öncesi gebe bilgilendirilir. Fetal kayıp oranı, laboratuarın kesin sonuç vermesi,  kısıtlılıkları(hücre kültüründe başarısızlık, tekrar örnek alma..), raporlama zamanı gibi konular anlatılır.Kendisi ve eşinin onayı alınır. Ultrason rehberliğinde genellikle 20G(0.9mmçapında) uzun iğne ile annenin karnından girilerek amnion kesesinden gebelik haftası başına 1cc olacak şekilde amnion sıvısı alınır. En sık kromozomal, daha az sıklıkta biyokimyasal metabolik ve genetik hastalıklar araştırılır.

Lokal anestezi yapılmasına gerek yoktur. Gebe damara girişte olduğu gibi hafif bir rahatsızlık duyabilir. İşlem sonrası gebenin aktivitesini biraz azaltması ve bir kaç gün koitus yasağı dışında ilave bir öneri yoktur. Çalışan gebeler işlerine devam edebilirler. 

Riskleri ve komplikasyonları 

  • İşleme bağlı fetal kaybı oranı %1 dir.  
  • Deneyimli kişiler yaptığında bu oran çok daha  azdır (% 0.1-0.3). 
  • Amnion sıvısı sızıntısı. Genellikle geçicidir, amnion kesesinin kendiliğinden yırtılmasına göre daha iyi seyreder, sorun olmaz, sıvı gelişi uzun süreli ise erken doğum riski artar.
  • Ciddi enfeksiyon, sepsis oranı <1/1000 . 
  • İşlem yaparken annenin karın cildi antiseptik solüsyon ile iyice temizlenir, steriliteye dikkat edilir. 
  • Barsak yaralanması; ultrason eşliğinde yapıldığı için görülmez
  • Laboratuar başarısızlığı <%0.1
  • Annedeki kan yoluyla bulaşan hastalıklar fetüse geçebilir. Geçişte annenin viral yükü ve tedavi alıp almaması etkilidir. HIV tedavi edilmemişse fetüse %25 oranında geçerken tedavi ile bu oran %6 dır. 
  • Rh uygunsuzluğu mevcutsa işlem sonrasında Anti D immunglobulin yapılması gereklidir.
  • Anne ölümü; çok nadirdir ve olmaması gereken bir komplikasyondur.