Gebelikte Görülen Fizyolojik (Normal) Değişiklikler

  Gebelikte hormonların etkisi ile vücutta birçok değişiklikler olur. Tüm sistemleri etkileyen bu  değişiklikler doğum sonrası altıncı haftada normale döner. Tüm sistemleri etkileyen bu değişimlerin bilinmesi çok önemlidir. Gebe olmayan bir kişide anormal olarak değerlendirip araştırmamız gereken durumlar, gebe olduğunu bildiğimiz zaman tamamen normal olabilir. Bu değişimleri aşağıda kısaca bahsedeceğim.

Gebelikten önce 60-70 gr olan uterus(rahim), 1 kg ağırlığına, 10ml hacimden 5 L (ikiz gebelik ise 10 L) hacime ulaşır. Kan ve lenf damarlarında, sinirlerde büyüme olur. Rahim gebeliğin 3. ayından sonra karında elle hissedilebilir. İlk 3 ayda jinekolojik muayene yapılabilir. Rahimde düzensiz kasılmalar olur, şiddeti az olduğu için gebe bunları hissetmez. Gebelik ilerledikçe kasılmalar artar, doğumdan önce şiddeti arttığı için ağrı olarak hissedilir ve düzenli gelmeye başlar. Rahime gelen kan miktarı gebelik ilerledikçe artar. Rahim ağzındaki bezlerde büyüme olur ve salgıları artar . Rahim ağzı bu salgılardan oluşan mukus tıkacı denilen yapıyla kapanır. Böylece bebek anne karnında dış etkenlere, enfeksiyonlara karşı korunmuş olur. Ayrıca amnion kesesi de bebek için steril(mikropsuz) bir ortamdır. Haznede (vajinada ) damarlanma artışı, yumuşama, renk değişikliği, salgılarda artış olur. Gebelikte vajinal akıntılarda artış normal bir bulgudur. Vaginadaki laktobasiller (faydalı bakteriler) haznedeki Ph ı asidik hale getirerek zararlı bakterilerin oluşmasını önler. Gebelikteki bu değişiklikler bebeği rahim içinde mikroplara karşı korur.

Gebelerde östrojen hormonunun etkisi ile aşırı mukus salgılanması burun mukozasında kanlanma şişme, burun kanaması ve burun tıkanıklığı olabilir. Bunlar normal değişikliklerdir. Solunum sayısı gebelikte artar. Dakikada oksijen tüketimi artar dolayısıyla gebeler oksijensiz kalmaya çok hassastır.

Gebelikte bebeğin beslenmesi ve doğumda ki kan kaybını karşılamak için kan hacmi artar. Alyuvarların artışı kan hacmine göre daha az olduğu için gebeliğin ikinci yarısında kansızlık görülebilir. Gebelikte annenin 1000 mg demir ihtiyacı vardır. Yemeklerle alınan ve anne depolarındaki demir gebenin ihtiyacını karşılamayacağı için demir takviyesi gereklidir. Gebelikte destek yapılmaz ise doğumdan ancak 2 yıl sonra demir depoları dolar. Bu nedenle 3 yıl ara ile gebe kalınması uygundur.

Gebelikte kalbe gelen kan akımında artış olur. Kalp hızı artar. Egzersize karşı tolerans azalır. Yorgunluk hava açlığı hissedilebilir. Gebelerde ayak bileklerinde şişlik ödem görülmesi normaldir. Büyüyen uterusun rahmin kan ve lenf durumlarına bası yapması ve proteinlerdeki düşüklük buna neden olur; elde ve yüzde ödem olmaması gerekir eğer var ise mutlaka hekime gidilmelidir. Gebelik zehirlenmesinin belirtisi olabilir.

Gebelikte kandaki pıhtılaşma faktörlerinin üretimi artar. Bu doğum sonrası kanamaların durdurulması açısından önemlidir. Gebelerde pıhtı oluşması (tromboemboli) riski gebe olmayanlara kişilere göre çok fazladır. Özellikle hareketsizlik kalındığında(uzun süreli yatış, ameliyat vb) yada doğum, sezeryan gibi damar yaralanması olan durumlarda bu risk artar.

Böbreğe gelen kan akımında artış olur. İdrar yollarında genişleme görülür. İdrar ile sodyum kaybı olur. Gebelerde tuz kısıtlaması bu nedenle uygun değildir. Gebenin idrar kesesine bebeğin başının baskısı, kan ve lenf akımını bozabilir. Bu durum mikropların idrar kesesinde birikmesi ve böbreklere doğru gitmesine zemin hazırlayabilir. Gebelerde idrar yapma ile ilgili şikayetler dikkate alınmalıdır. İdrar tahlilleri şikayeti olmasa bile aylık istenmelidir.

Gebelerde hormonların etkisiyle iştah artışı olur. İştah artışının besinsel değeri olmayan (nişasta, kil, tebeşir tozu vb. ) maddelere karşı olmasına PİKA denir. Bu durum varlığında gebede demir eksikliği olup olmadığı araştırılmalıdır. Östrojen  hormonu diş etlerinde şişme, yumuşama, kanamaya meyil oluşturur. Dişlerini fırçalarken kanama olması normal bir bulgudur. Fırçalamaktan çekinmemeli, ağız  sağlığına, temizliğine dikkat edilmelidir. Diş çürükleri vb. varsa tedavisi yapılmalıdır. Gebelik buna engel değildir.

Mide de  boşalma zamanı doğum sırasında uzar. Yemek borusuyla midenin birleşme yerinde gevşeme ve yer değiştirme nedeniyle göğüs alt bölgesinde yanma hissi olabilir. Gebelikte mide asidi azalır. Ülser varsa iyileşme görülür. İnce bağırsak  fonksiyonundaki yavaşlama olur. Hormonların etkisi sonucu kalın bağırsakta boşalmada yavaşlama, su emiliminin artması ve rahimin basısı nedeniyle gebelikte kabızlık görülür. Posalı yiyecekler, sebze ve meyve ve diyet ile sorun çözülmezse ilaç gerekebilir.

Gebelikte hormonların etkisiyle ciltte değişiklikler görülür. Yüzde kahverengimsi renk değişikliği olur. Uzun süre doğum kontrol hapı kullananlarda da buna benzer renk değişikliği görülür. Benler de artış ve renklerinde koyulaşma olur. Yeni benler oluşur. Avuç içlerinde östrojen hormonunun etkisine bağlı olarak kızarıklık olabilir. Vücutta yağ üretimi, terleme artar. Karın cildi büyüyen rahim nedeniyle gerilir, çatlaklar oluşabilir. Cilt altındaki elastik liflerin yırtılmasına bağlı oluşan bu çatlakları önlemek ne yazık ki pek mümkün değildir. Saçta doğumdan 2 ay sonra fazla olmak üzere dökülmeler görülür ancak bunlar 6 ay -1 sene sonra yerine gelir.