Gebelikte Neler Oluyor ?

  Gebelikten önce 60-70 gr olan uterus(rahim), 1 kg ağırlığına 10ml hacimden 5 L (ikiz gebelik ise 10 L)  hacime ulaşır. Kan ve lenf damarlarında, sinirlerde büyüme olur. Rahim gebeliğin 3. ayından sonra  karında elle hissedilebilir. İlk 3 ayda jinekolojik muayene yapılabilir. Rahimde ufak ufak düzensiz  kasılmalar olur, şiddeti az olduğu için gebe bunları hissetmez. Gebelik ilerledikçe kasılmalar artar,  doğumdan önce şiddeti arttığı için ağrı olarak hissedilir ve düzenli gelmeye başlar. Rahime gelen kanmiktarı gebelik ilerledikçe artar. Rahim ağzındaki bezlerde büyüme olur ve salgıları artar . Rahim ağzı bu salgılardan oluşan mukus tıkacıdenilen yapıyla kapanır. Böylece bebek anne karnında dış etkenlere, enfeksiyonlara karşı korunmuş olur. Ayrıca amnion kesesi de bebek için steril(mikropsuz) bir ortamdır. Haznede ( vajinada ) damarlanma artışı,yumuşama,renk değişikliği, salgılarda artış olur. Gebelikte vajinal akıntılarda artış normal bir bulgudur. Vaginadaki laktobasiller (faydalı bakteriler) haznedeki Ph ı asidik hale getirerek zararlı bakterilerin oluşmasını önler. Kısacası gebelikteki bu değişiklikler bebeği rahim içinde mikroplara karşı korur.

Gebelikte hormonların etkisiyle ciltte bazı değişiklikler görülür. Yüzde, uzun süre doğum kontrol hapı kullananlarda olduğu gibi hafif kahverengimsi renk değişikliği olur.  Benler genişleme, renklerinde koyulaşma görülür. Yeni benler oluşur. Avuç içlerinde östrojen hormonunun etkisine bağlı olarak kızarıklık gözükebilir. Ciltte yağ üretimi ve terleme artar.  Karın cildinin büyüyen rahim nedeniyle gerilmesi sonucu çatlaklar oluşur. Cilt altındaki elastik liflerin yırtılmasına bağlı oluşan bu  çatlakları önlemek ne yazık ki pek mümkün değildir.  Saçlarda doğumdan 2 ay sonra fazla olmak üzere dökülmeler olur. Dökülen saçlar, 6 ay -1 sene içinde geri gelir. 

Gebelik; şeker hastalığı gelişecek olan hastaların tanınmasında önemli bir dönemdir. Eğer gebenin pankreasının rezerve yeterli değil ise gebelik şekeri ortaya çıkar.  Gebelikte annenin ve fetüsün ihtiyacı için, doğumda olacak kan kaybını karşılamak için kan hacmi artar. Alyuvarların artışı kan hacmine göre daha az olduğu için 30. haftadan sonra kansızlık görülebilir. Gebelikte annenin 1000 mg demire ihtiyacı vardır. Diyette alınan ve anne depolarındaki demir, gebenin ihtiyacını karşılamayacağı için demir takviyesi gereklidir. Gebelikte eğer demir desteği yapılmaz ise doğumdan ancak 2 yıl sonra demir depoları dolar. Bu nedenle sık gebelikler(3 yıldan az ) anne ve kadın sağlığı açısından uygun değildir.

Gebelikte kandaki pıhtılaşma faktörlerinin karaciğerde üretimi artar. Bu doğum sırasındaki kanamaların durdurulması açısından önemlidir. Gebelerde pıhtı oluşması (tromboemboli) riski gebe olmayanlara kişilere göre çok fazladır. Özellikle hareketsizlik (uzun süreli yatış, ameliyat vb ) yada doğum, sezeryan gibi damar yaralanması olan durumlarda bu risk çok artar. Gebeler uzun süreli oturmamalı, 2-3 saatte bir 10-15 dk yürüyüp hareket etmelidir.  Riskli durumlarda ise pıhtılaşmayı önleyici tedavi verilmelidir. 

Gebelikte kalbe gelen kan akımında artış olur, kalp hızı artar.  Egzersize karşı tolerans azalır, yorgunluk hava açlığı hissedilebilir.  Solunum sayısı ve oksijen tüketimi artar bu yüzden gebeler oksijensiz kalmaya çok hassastır.  Gebelerde ayak bileklerinde şişlik ödem görülmesi normaldir.  Büyüyen uterusun (rahimin) kan ve lenf damarlarına bası yapması ve kan proteinlerdeki azalma buna neden olur. Ancak elde ve yüzde şişlik, ödem olmaması gerekir eğer var ise gebe mutlaka hekime gitmelidir. Bu, gebelik zehirlenmesinin belirtisi olabilir.  Hormonlar idrarda sodyum(tuz) kaybına yola açar. Bu nedenle gebelerde tuz kısıtlaması özel bir durum yoksa uygun değildir.  

Gebelerde östrojen hormonunun etkisi ile vücutta aşırı mukus salgılanması olur. Burun mukozasında kanlanma artışı, şişme görülebilir, bu durum burun kanaması ve burun tıkanıklığına yol açabilir. Bunlar normaldir. 

İdrar yollarında hormonların etkisi ile  genişleme görülür. Gebeler idrar yolları enfeksiyonlarına kolay yakalanırlar ve bu tedavi edilmezse kısa sürede mikroplar böbreğe ulaşıp erken doğuma ve annede ciddi enfeksiyona yola açabilir. Gebenin idrar kesesine bebeğin başının baskısı kan ve lenf akımını bozabilir. Bu durum mikropların idrar kesesinde birikmesi ve böbreklere doğru gitmesine zemin hazırlayabilir. Gebelerde idrar yapma ile ilgili şikayetler dikkate alınmalıdır. İdrar tahlilleri şikayeti olmasa bile aylık istenmeli, şikayeti varsa daha sık da istenebilir.

Gebelerde hormonların etkisiyle iştah artışı olur. İştah artışının besinsel değeri olmayan ( nişasta, kil, tebeşir tozu vb. ) maddelere karşı olmasına PİKA denir. Bu durum varlığında gebede demir eksikliği olup olmadığı araştırılmalıdır. Östrojen  hormonu diş etlerinde şişme, yumuşama, kanamaya meyil oluşturur. Dişlerini fırçalarken kanama olması normal bir bulgudur. Fırçalamaktan çekinmemeli, ağız  sağlığına, temizliğine dikkat edilmelidir. Diş çürükleri vb. varsa tedavisi yapılmalıdır. Gebelik buna engel değildir. Mide de  boşalma zamanı doğum sırasında uzar. Yemek borusuyla midenin birleşme yerinde gevşeme ve yer değiştirme nedeniyle göğüs alt bölgesinde yanma hissi olabilir. Gebelikte mide asidi azalır. Ülser varsa iyileşme görülür. İnce bağırsak fonksiyonundaki yavaşlama olur. Hormonların etkisi sonucu kalın bağırsakta boşalmada yavaşlama, su emiliminin artması ve rahimin basısı nedeniyle gebelikte kabızlık görülür. Posalı yiyecekler, sebze ve meyve ve diyet ile sorun çözülmezse ilaç gerekebilir.