Karın duvarı ve uterüs duvarına kesi yapılarak fetusun doğurtulmasıdır. Sezeryan doğum, annenin normal yoldan doğum yapamayacağı veya fetüsün anne veya bebek sağlığı için acilen doğurtulması gereken durumlarda yapılır.

Sezaryen; fetüsün kalp seslerinin bozulduğu, beslenmesinde sorun olduğu durumlar, ayak geliş, makat geliş, yan geliş gibi bozukluklar, zor doğum dediğimiz bebek ve doğum yolu arasındaki uyumsuzluk, rahim kasılmalarının yetersiz olması gibi durumlarda yapılmaktadır. Yıllar içerisinde sezeryan doğum oranlarında artış olmuştur. 1970 yılında %4.5 olan oran, günümüzde %50’lerin üzerine çıkmıştır. Anne isteğine bağlı sezeryan  oranları da 2005 yılında %2.5 iken, %10’lara çıkmıştır.

Gebelerde, doğum ağrısından korkma, bebeğine zarar gelmesi, pelvis tabanındaki kaslarda hasar olma korkusu nedeniyle sezeryan ile doğum isteği olabilmektedir. Anne gelecekte birden çok çocuk istiyor ise plasenta implantasyon anomalileri ve sezeryan histerektomi riski nedeniyle sezeryandan kaçınılmalıdır. Anneye bu riskler ayrıntılı olarak anlatılmalıdır.

Sezeryanda anne ölüm oranı(100.000’de 2.2), vajinal doğumdan fazladır. 

Enfeksiyon, kanama,  tromboemboliye bağlıdır. Mesane yaralanması (1.4/1000), üreter yaralanması (0.3/1000) olabilir. Anne morbiditesi (2.7/1000), vajinal doğuma göre (0.9/1000) yüksektir.

Sezaryenin komplikasyonları; kan transfüzyonu ve anesteziye bağlı komplikasyonlar, şok, kalp durması, venöz tromboembolizm ve ölümdür.

Sezeryan operasyonu sonrasında uterusun iyileşmesi yaklaşık 6 ay sürer. Sezeryanlar arası süre 6 aydan kısa ise uterus rüptürü (yırtılma) riski 3 kat artar. Bu süre 18 aydan az ise 1.4 kat artar.